Hiddet;öfke ve kızgınlık halidir.Hoşa gitmeyen bir durumdan dolayı gazap kuvvetini parlayıp meydana çıkmasıdır.Darılma ve kızgınlık,kalpdeki kanın galeyanı zamanında nefiste meydana gelen heycandır ki,haksız yere olduğundan bir suç sayılır, ve pişman olmayı gerektirir.Fakat akla tabi ve haksızlığa karşı olan öfke güzeldir.Çünkü mukaddesat böyle koyulur.Öfkenin zıttı hilm:şiddeti sabredip dayanmak,öfke ateşini söndürmek ve nefsi heyecandan korumaktır.Yerinde yapılan böyle bir davranış büyük bir umuttur.Bir olay üzerine sonunu düşünmeden birden bire hiddetli olunmamalıdır.Hiddetli hareketin sonu büyük bir hayal kırıklığıdır.Kiminin öfkesi aşırı olup haddini aşarsa,akla başından gidip sağlıklı düşünmesi beklenilemez.
Sonunda sahibine müspet olan tedbir ve çareden mahrum eder.Öfkenin zararı öfke sahibine olur.İnsanlar ne kadar akıllı olsada,şiddet ve öfke gösterdiğinde deliden farkı kalmaz.Onun için öfke çok çirkin bir davranış biçimidir.Allahü Teala Al-i imran suresinin,134.ayet-i kerimesinde şöyle buyurmuştur:”O müttakiler ki darlıkta ve bollukta infak ederler,kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve insanların kusurlarını af edicidirler,Allah da muhsin (ibadetini Allahı görüyormuş gibi kendini Allahın huzurunda bilerek yapan)ları sever.”Hadis-i Şeriflerde de buyurulmuştur ki ”Sabır otunun balı bozduğu gibi öfkede imanı ifsad eder bozar.”:(Beyhaki,şuabu’l-İman) ”Bir adam öfkesinin gereğini yerine getirmeye gücü yeterken,bunu yapmayıp da sabrederek öfkesini yense,Cenab-ı Allah o adamın kalbini emniyet ve iman ile doldurur.