İSLAM VE BİLGİ
İslam dünyasında ve dolayısıyla İslam düşüncesinde bilgiye büyük bir önem verilmiştir, çünkü, insanın bizzat kendini bilmesi, nereden geldiğini, nereye gittiğini, yaratılışındaki amacın ne olduğunu kavraması, bunun arkasından da islami emir ve yasakları anlayarak uygulayabilmesi bilgiye dayanmaktadır.
İslam dininin bilgiye verdiği önemin temelinde, her şeyden önce Kuran-ı Kerim’in bilgiyi (ilmi) ve bilginleri öven, bilgisizliği (cehaleti) yeren ayetleri gelmektedir. Kuran-ı Kerim bilenle bilmeyenleri açık bir biçimde birbirinden ayırıyor ve bilenlerin üstünlüğünü şu şekilde açıklıyor: “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu hiç?” (Zü-mer Suresi: 9). Ayrıca, “Cahillerden yüz çevir” (A raf Suresi: 199) ayeti de, bilgisizliğe iltifat edilmemesi konusunda Müslümanlar için önemli bir emir niteliğindedir.
Bu kesin ayrımın yanı sıra Kuran, doğru sözün ancak bilgiye dayanan söz olduğunu ve bilgisiz olarak hiçbir doğruya ulaşılamayacağını açıklar:
“Doğru sözlü İseniz, bilgiye dayanarak cevap verin” (En am Suresi: 143).
Halkın bilgisizliğinden faydalanarak gerçekleri gizleyenler ve kendi çıkarları için başkasını kandıranlar da, “zalim” olarak nitelendirilirler:
“insanları bilmediklerinden sapıtmak için Allah a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?” (En am: 144).
insanın bilmediği şeyin peşinden gitmesi de bir sorumsuzluk olarak değerlendirilir: (sohbet odaları)
“Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; kulak, göz, gönül; bunların hepsi ondan sorumludur.” (isrâ Suresi: 36).
İslami sohbette Bilgiyi arayınız
Birinci bölümde gördüğümüz gibi, İslam’ın Kuran’dan sonra gelen ikinci kaynağı sünnettir…diyerek sohbeti bitiriyoruz