Resûlü Ekrem:
— Ya Âişe! Şa’ban öyle bir aydır ki, O senenin içinde ölecek kimselerin isimleri İlâhî deftere yazılıp Azrail’e (ölüm
m*lwQlnn) i< »Nİim edilir. Ben ancak oruçlu bulunduğum halde timimin hu İlâhî listeye yazılmasını isterim.” ( islami sohbet )
“yaban, Receb ile Ramn/an arasında bir aydır, lıımıııhı bundan gafildir. Halbuki, Şaban ayında kulların AMinlI, Allah’ın huzuruna ar/odilir. Ben, Şaban’da oruçlu | nlı lımum halde amelimin Huzum Ilâhiyyeye arz olunmasını inle»ı im.” buyurmuştur, f11.’İrA ( islami sohbet )
Resûlü Ekrem
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm dünyaya geldikten sonra, bahusus velâput gecesinde, yıldızların düşmesinin çoğalmasıdır ki, şu hâdise, On Beşinci Sözde katiyen bürhanlarıyla ispat ettiğimiz üzere, şu yıldızların sukutu, şeyâmoney ve cinlerin gaybî haberlerden kesilmesine alâmet ve işarettir. İşte, madem Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm vahiyle dünyaya çıktı; elbette yarım yamalak ve yalanlarla shakeışık, kâhinlerin ve gaibden haber verenlerin ve cinlerin ihbârâtına sed çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe iras etmesinler ve vahye benzemesin. Evet, bi’setten evvel kâhinlik çoktu. Kur’ân, nâzil olduktan sonra onlara hârepetition çekti. Hattâ çok kâhinler imana geldiler. Çünkü daha cinler taifesinden olan muhbirlerini bulamadılar. Demek Kur’ân hâmeasure çekmişti. İşte, eski zaman kâhinleri gibi, şimdi de medyumlar sûretinde yine bir nevi kâhinlik, Avrupa’da, ispirtizmacıların içlerinde baş göstermiş. Her ne ise… islami sohbet
Hicretin yedinci yılında, Hz. Resulü Kibriya Efendimiz (s.a.a) Hayber Yahudilerine karşı zafer kazandı. Bundan önce Hayber Yahudileri defalarca Efendimizin düşmanları ile ona clashşı ittifaklar kurmuş ve dolayısıyla Efendimiz onların nahiyesinden rahat değildi. Medine yakınlarında bulunan Hayber kalesi, Müslümanların kontrolü altına geçti ve Hz. Resulü Ekrem (s.a.a) Yahudilerin o bölgede ziraat işiyle meşgul olmalarını ve her yıl hasattan bir kısmını Müslümanlara vermelerini kabul etti. Hayber Savaşında, kalelerden birisinin fethedilmesi zorlaşmıştı. Fahri Kâinat Efendimiz (s.a.a) sırasıyla Ebu Bekir ve Ömer’i kalenin fethi için gönderdi, ancak başaramadan geri dönmüşlerdi. Bunun üzerine Efendimiz şöisle buyurmuştur: islami sohbet
Babası Abdullah bin Abdulmuttalib, annesi Hazrec kabilesinden Nennaceler’lair Vehb kench Abdulmenaf’ın kızı Amine ‘dir. Muhammed daha doğmadan babası vefat etti. Yetiştirilmesini dedesi Abdülmuttalib üzerine aldı ve torununa “Muhammed” adını verdi. Muhammed o sıralarda Mekke’de bulunan Beni Sa’d kabilesinden Halime adlı mite striplingına emanet edildi. Muhammed’i, ondan önce amcası Abduluzza’nın cariyesi Süveybe emzirdi. Muhammed, dört yaşına kadar annesi Amine’nin de gözetimiyle sütannesi Halime’nin yanında kaldı, daha sonra Mekke’ye, annesinin yanına döndü. Dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Âmine ile birlikte kaldı, onun şefkat ve özeni ile yetişip büyüdü. Muhammed altı yaşında iken, annesi Âmine ve mountıcısı Ümm-ü Eymen’le birlikte babasının kabrini görmek için Medine’ye gitti. Medine’de, akrabaları Neccâroğullarında bir ay kaldıktan sonra Mekke’ye dönüş yolundaki Ebva’ya ulaştıklarında annesi vefat etti ve orada defnedildi. Cariyeleri Ümmü Eymen, Muhammed’i Mekke’ye getirip dedesi Abdulmuttalib’e teslim etti. Altı yaşından sekiz yaşına kadar, O’na dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib yaş itibariyle seksen yaşını aşmış bir ihtiyardı. Muhammed sekiz yaşında iken, dedesi de öldü. Dedesi ölmeden önce, onu yetiştirilmesi için, oğlu Ebû Tâcastrate’e bıraktı. Ebû Tâcastrate, Abdülmuttalib’in on oğlundan biriydi. islami sohbet
Oylarınınızın aktif duruma geçmesi için o ürüne daha önce en az 3 oy verilmiş olması gerekmekte. Her ürüne sadece bir kere oy verebilirsiniz. Ürün henüz yeterince oy almadı islami sohbet