Islami sohbet edelim
Haksızlıklara sabret. Sana yapılan zulüm ve haksızlıkları bağışla islami sohbet . Biri Allahu Teâlâ’nın veli kullarına eziyet verince, Onlar önce kendilerinin Allah’a karşı bir suç işleyip işlemediğine bakarlardı. Çoğu zaman kendilerinde gizli de olsa bir kusur bulur, onun için bu musibete uğradıkları düşünür, derhal tövbe ve istiğfar sarılırlardı.
Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır, islami sohbet hepsi O’nundur. Size de Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.(Bakara-107) Acaba ALLAH’tan daha çok sevdiğimiz insanlar mı var?
Ziya Paşa’nın meşhur sözünde olduğu gibi “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” günleri geride bıraktık. O günler ki Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle çarşısında-pazarında sadece sıdk vardı, sadakat vardı. Kizbe, yalana, yanlışa rüyalarda dahi yer yoktu. Günümüze inad, oluklar çift olmasına rağmen her ikisinden de nur akıyordu. Dolayısıyla insanın sireta insan olması, insanlık semasına doğru her gün ayrı bir yolculuk yapması kolaylardan kolaydı. Ev, çarşı, pazar, okul, çevre her şey insana bu yolculuğunda katkıda bulunuyordu. Beşeriyet icabı sürçtüğünde, düştüğünde, yalpaladığında, yolunu kaybettiğinde önüne çıkan her şey ona istikametini yeniden hatırlatıyordu. Günümüze gelelim; Necip Fazıl Merhum’un ifadesiyle: “Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir!” dönemini yaşıyoruz. islami sohbet Bütün bütün nursuz, rehbersiz, pusulasız, istikametsiz değiliz ama nura bedel kir, her daim bizimle birlikte yaşıyor. Evde yaşıyor, çarşıda yaşıyor, okulda, çevrede yaşıyor. Garip bir teşbih olacak ama kiramen katibin melekleri gibi adeta bizi hiç yalnız bırakmıyor. Bu iki paragrafta resmedilen manzarayı olduğu gibi kabulleniyorsak bu bir; Müslüman olarak ahiret endişemiz, cennet ümidimiz, cehennem korkumuz varsa, bu da iki, öncekilerden çok daha dikkatli bir hayat yaşamak zorunda olduğumuz gerçeği kendiliğinden ortaya çıkıyor. Zaten Mevlana’nın sözünü bunun için aktarmıştık; çünkü çevremizde bizi bizliğimizden alacak, yolumuzu, islami sohbet yönümüzü şaşırtacak, inanç değerlerimizden bizi uzaklaştıracak, amelî imana giden yolları hakkımızda kapatacak o kadar şey var ki hayatımızda, bunların hepsi kelimenin tam anlamıyla kurt. Dünyamızı, ukbamızı, kalbimizi, ruhumuzu yiyen, yemek için pusu kuran kurt. Bizler ise koyun. O halde koyunların bu kurtlara karşı tedbir alması, kendilerini onlara yem etmemesi gerekmez mi? Bu manzara karşısında ne yaparız sorusuna verilecek en cami cevap herhalde teksiri bırakıp tevhide yönelmek olsa gerektir. Başka bir tabirle kesret deryalarında boğulmak yerine vahdet denizinde yüzmek. Bunun için önce yüzmenin öğrenilmesi lazım. Vahdet deryalarında yüzme ancak imanla olur. İmanı kendine yâr eden, yârân eden, yoluna pusu kurmuş kurtlara karşı en büyük silahı elde etmiş demektir. İmanını ameliyle derinleştiren, taklidden tahkik deryalarına yelken açanlar ise, kurtları avlamaya hazır koyunlar hükmündedir. Zaten taklidi bir kenara bırakıp tahkikte mesafe alanlar belli bir müddet sonra yüzdükleri tevhid deryasına dalmak isteyeceklerdir. Tevhid/vahdet ne derseniz deyin, o deryalara dalmak ise başka donanımların olmasını gerektirir. Zira mesele sadece suyun üzerinde durup imrar-ı hayat etmek değildir. İçi boş kaplar da başarır suyun üzerinde durmayı. Mühim olan derinlere dalıp oradan inciler mercanlar devşirmektir. Bu nasıl olacak diyorsanız; sohbet meclislerimizin Hocaefendinin isimlendirmesi ile sohbet-i Cânân haline getirilmesi ile. Her sözün, her duruşun, her gülüşün, her bakışın, her oturuş ve kalkışın, O’nun emir ve yasakları istikametinde düzenlendiği sohbete denir sohbet-i kalbsesi . Bize tahkiki iman noktasında mesafe kazandıran, bilgi dağarcığımıza bilmediğimiz yeni şeyleri katan ve bizi bunlarla amele sürükleyen sohbetlerdir, sohbet-i Ckalbsesi . Vahdet deryasında yüzme değil, o deryaya dalmanın yollarını öğreten, seyr-i sülukta mesafeler kat ettiren ve bizi, bizden öncekilerde örneğini gördüğümüz şekliyle yollarda bırakmayıp hedefe ulaştıran sohbetlerdir, sohbet-i kalbsesi . Marifet, muhabbet, meveddet, aşk vadilerine bizleri sürükleyen, maddenin esiri olmaktan kurtarıp manaya kul-köle eden, yerde yaşarken göktekilerin soluklarına duymamızı sağlayan ve ona göre hayatımıza çeki-düzen vermemize bizi zorlayan sohbetlerdir,
İslami sohbet girişi islami sohbet diyince akla ilk gelen tabikide islami konular, islami olaylar, islami hikayeler genel adı altında islam hakkında yapılan sohbet gelmektedir. İslami sohbet yaparak islam hakkında geniş bilgiye sahip olmaktayız.İslami sohbet konularımız her gün değişmekte ve yenilenmektedir.İnsanoğlu günlük hayatında pek çok insan ile etkileşime geçer. islami sohbet
Onca insan, düşünün yetmiş milyon. Bunun on beş milyonu diyelim çoluk-çocuktur, dua etmeyecek insandır. Elli milyon Türkiye’de dua edecek insan vardır, elli milyon. Allah bunca insanın duasını, birden eller kalkarsa, geriye çevirmez. Değil öyle, beş-on tane bile o insanlar içinde duası kabule karin insan varsa, Allah (celle celaluhu) bizim gibi insanların duasını da onların yüzü suyu hürmetine kabul eder.
Evvelâ, ifade etmek gerekir ki, değişik lafız ve usûlleriyle evrâd ü ezkârla meşgul bulunmak . Fakat sohbet-i Cânan bunlardan ibaret de değildir.hususunda herkesin vazifesi, konumu, istidatları hatta hobileri nazar-ı itibara alınmalı ve çerçeve olabildiğince geniş tutulmalıdır. Burada istidrâdî olarak bir kere daha ifade edelim ki, insanları dışlamak suretiyle muvaffak olmak ve neticeye yürümek kesinlikle mümkün değildir. Hele Hak yolunda, hele Hak yolunda! Bu açıdan yerine göre paradan-puldan, bir inşaattan, sportif ya da sanatsal bir faaliyetten, bir geziden vs. söz etmek, bu tür faaliyetlere iştirak etmek de dahil olabilir. Önemli olan bütün bunlarla Hakk’ı anmanın, O’na hizmet etmenin hedeflenip hedeflenmediğidir. Evet, herhangi meşrû bir söz ve işle Allah’ın hoşnutluğu hedefleniyorsa o söz ve o iş dahil demektir. Yok eğer hedefte böyle bir düşünce yoksa o söz ve işin mahiyeti ne olursa olsun orada islami sohbet bahsetmek imkansız hale gelir.