Kendilerini PEGIDA olarak adlandırıyorlar. “Patriotische Europäer gegen die Islamisierung des Abendlandes”, yani “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar”.
Kurucusu Lutz Bachmann adında uyuşturucu ticaretinden şartlı tahliye edilmiş bir suçlu. Esas olarak mültecilere karşılar, özellikle de daha fazla Müslümanın Almanya’ya sokulmamasını istiyorlar.
20 Ekim’de Dresden’de 350 kişi ile başladılar ve her pazartesi bir gösteri yapmaya karar verdiler. Katılım her hafta düzenli olarak arttı, 5 Ocak 2015’de sayı 20.000’e ulaştı. Facebook takipçileri 100.000’in üzerinde.
Hareket Dresden’de başladı ama Dresten ne mültecilerin, ne de Müslümanların yoğun olduğu bir şehir. Bir Doğu Almanya metropolü. Dresden faşistleri ile ünlü, yıllardır aşırı sağın kalesi durumunda, çok sayıda Neonazi’ye, ulusalcıya ev sahipliği yapıyor. Yani hareket öyle 2-3 ayda gelişmedi, var olan ırkçılığın üzerine inşa edildi, mevcut rüzgâra yelken açıldı.
Radikal olmadıklarını söylüyorlar ama yabancılara pozitif yaklaşan Yeşiller Partisi üyelerine “çevreci teröristler”, Claudia Roth’a da “Claudia Fatima Roth” demekten geri durmuyorlar.
Aslında bu tür hareketler, özellikle İslamofobi, 2014’e kadar Fransa ve İngiltere’de yüksekti, çoğu iktidara alternatif olma yolunda “ulusalcı” partilerdi. Almanya’da ise 2014’den sonra yükseldi, tabi Avrupa’daki diğer “ulusalcı”lardan (bizimkilerin de kulağı çınlasın) zımni destek görüyorlar. Yine de çoğunluk değiller ve Naziler gibi iktidara falan yürümüyorlar. 19 maddelik manifestoları var. Manifestoya bakarsanız aslında pek bi demokratlar, mesela madde 1 şöyle: “Pegida savaştan kaçmak zorunda kalan ve siyaset veya din konularında baskıya uğrayan mültecilere yardım etmekten yana. Bu bir ”insanlık görevi!””. Ama madde 8 “iltica ve sınır dışı edilmeyle ilgili yönetmeliklerin tamamıyla uygulanmasını” isterken, madde 9 ise “suç işleyen yabancı kökenlilere ”sıfır tolerans” uygulanmasından” yana.
Yani bizim Ulusalcıların “biz de demokratız ama…”, “biz de darbelere karşıyız ama…” deyip tam da faşist ve darbeci olmaları gibi.
Homojen değiller, aralarında bir fikir birliği de yok, farklı altyapılardan geliyorlar. Aralarında takıntılı ihtiyarlardan, sabit fikirli Neo-Nazilere kadar yok yok. Hatta kendini solcu ve feminist olarak ifade eden ancak bildiğimiz düz İslamofobist hanımlar da eksik değil. Yani gelip bizim Cumhuriyet Mitinglerine katılmış olsalar fark edilmezler.
İddialarının da aslı, astarı yok. Almanya’nın İslamlaştığı falan yok, sadece %5 Müslüman var ve önümüzdeki 25 yılda da ancak %7 olmaları öngörülüyor. Bu Müslümanların çoğu da iyi entegre olmuş, vergisini veren, kanunlara uyan insanlar ama Pegida’cılar “tehlikenin farkına varmışlar” Almanya’ya şeriat geliyor…
Tabi Nazi geçmişi ile ciddi yüzleşmeler yaşamış Almanların çoğunluğu bu harekete karşı, Merkel “Uymayın bunlara, bunların kalbi buz tutmuş” diyor. Eski Şansölye Helmut Schmidt’ten ünlü futbolculara ve sanatçılara kadar geniş bir cephe de bunlara karşı ama onların da kafası karışık, şimdi bu meşru bir sivil hareket mi yoksa faşist, ırkçı bir hareket mi? Yine de Münster, Berlin, Hamburg, Stuttgart, Münih ve diğer kentlerde Pediga karşıtı gösterilere toplam 50 binden fazla kişi katıldı.
Tabi bizimkiler de boş durmuyor. Berlin Türk Cemaati (TGB) tarihi Brandenburg Kapısı önünde gösteri düzenledi ve bu gösterilere bizde de pek bilinen Claudia Roth ve Petra Pau bile katıldı. Cemaat başkanı Bekir Yılmaz Müslümanlara karşı oluşturulan bu korku imparatorluğuna göz yummayacaklarını söyledi.
Tam her hafta katılımı giderek artan bu ırkçı ve İslamofobik harekete karşı ciddi bir muhalefet yükselmişti ki, Avrupa’nın göbeğinde bir dergiye silahlı saldırı düzenlenip 12 kişi öldürüldü. Kameralar önünde saldırganlar “Allahuekber!” diye bağırdılar. (Danıştay ve Cumhuriyet saldırısı ile ilgili çölleraşan yorumları hatırlayanlar?..)
Şimdi bu bir tesadüf mü?
Aşk tesadüfleri sevebilir, ama siyaset asla!
Ve son bir enteresan durum daha:
Bakalım iyi derecede rusça ve ingilizce bilen ve ilk başta hepimizce sazan olup atlanılan, DHKPC’li militan sanıp yanıldığımız intihar bombacısından ne tesadüfler çıkacak..